Güneşsiz ama ılıcık bir gün, arada gelen yağmur bulutlarıyla gezimize biraz heyecan katıyoruz anlıyorum ki daha önce Nil'i yeteri kadar yağmurda gezdirmemişim bununda tatlı deneyimini yaşıyor.
Geçen sene gelip bu yıllanmış ağacın büyüklüğüne şaşırmıştık içine-dışına, kaç kişi genişliğinde gibi fikirler yürütmüştük.
Bugün geldiğimizde Nil yine koşa koşa ağacın yanına geldi hiç unutmamış gittiğimiz gezdiğimiz yerleri önceki gelişimizden farkı, yerler sonbahar yaprakları ile kaplıydı, şimdi ise ilk bahar çiçekleri ile bezenmiş bir fıslık parfüm gibi, mis bahar ağaçlarının havaya dağıttıkları, kafamızı nereden geliyor bu güzel koku diye çevirdiğimiz kokular arasında geziniyoruz..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder